BOŞANMANIN GENEL VE ÖZEL SEBEPLERİ
- Beste Sanem ÇORBACIOĞLU
- 28 Tem
- 5 dakikada okunur

Boşanma, evlilik birliğinin hukuken sona erdirilmesi sürecidir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma nedenleri özel ve genel olarak iki başlıkta incelenmektedir. TMK’ da 161-166 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
BOŞANMANIN GENEL SEBEPLERİ
Boşanmanın genel sebepleri kanunda tek tek sayılmamıştır.MK 166 kapsamında düzenlenmiştir.
· Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (MK166/f.1)
Eşler ortak hayatı sürdüremeyecek derecede ve kendilerinden ortak hayatı sürdürmeleri beklenememesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması söz konusu olur ve eşlerden biri boşanma davası açabilir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında sarsılmanın varlığını davacı ispat etmelidir.
Daha çok geçimsizlik şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Her aileye özgü olan evlilik birliğini temelinden sarsıcı sebeplerin hangi hallerde kabul edileceği hâkim tarafından belirlenmektedir. Bu sebeplerin ağır olması aranmaktadır.
Evlilik birliğinin temelinsen sarsılmasına hangi eylemler sebep olabilir?
Cinsel ilişkiden kaçınmak, şiddetli geçimsizlik, karakterlerin uyuşmaması sebebiyle sürekli tartışma, fiziksel ve duygusal şiddet, hakaret, ailenin müdahalesi, aşırı kıskançlık, güven sarsıcı davranışlar, evlilik birliğinin getirdiği sorumlulukları yerine getirmeme, ev içi rollerini yerine getirmeme, ailesini ihmal edecek şekilde alkol bağımlılığı gibi nedenler her aileye özgü evlilik birliğini temelinden sarsan nedenlerdir. Bu eylemler kanunda tek tek sayılmamıştır çünkü genel boşanma sebepleri sayısızdır. Evlilik birliğini temelinden sarsıcı nedenler her aileye özgü olduğu için yani birbirinden farklı ekonomik, kişisel, sosyal, dini ve kültürel sebeplere dayanacağından taraflar dinlenip bu sebeplerin sarsıcılığının ağır olup olmadığına hâkim karar verecektir.
Eşlerin ortak hayatı sürdürmelerini kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsan her türlü eylem evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebinin altında davaya konu edilebilir.
BOŞANMANIN ÖZEL SEBEPLERİ
Medeni Kanun’da sayılmıştır. Kanunda sayılan özel boşanma sebeplerinin dışında özel boşanma sebebine dayanılması söz konusu olmaz. Özel boşanma sebeplerinin dışında boşanma davası açılacaksa genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılması gerekir.
· Zina (TMK m. 161)
· Hayata kast (TMK m. 162)
· Pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162)
· Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163)
· Terk (TMK m. 164)
· Akıl hastalığı (TMK m. 165)
ZİNA
Özel boşanma sebeplerinden olan zina MK 161 de düzenlenmiştir. Kusura dayalı ve mutlak bir boşanma sebebidir.
- Mutlak boşanma sebebi, eşlerden biri tarafından boşanmaya konu olan eylem işlendiğinde diğer eşin boşanma davası açması durumunda hâkimin boşanmaya hükmetmek zorunda olduğu sebeplerdir. Mutlak boşanma sebepleri içerisinde TMK m 161-165 arasında düzenlenen boşanma sebepleri yer almaktadır.
Zina, evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunmasıdır. Zinanın söz konusu olması için eşin isteyerek eşinden başkası ile cinsi münasebette bulunması gerekir. Kusur aranmaktadır. Örneğin kişinin tecavüze uğraması halinde zinadan söz edilmesi mümkün değildir. Çünkü bu durumda kusur yoktur ve bu durum isteyerek gerçekleşmemiştir.
Dava hakkının düşmesi iki şekilde olur:
1. AF
2. HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN GEÇMESİ
Af
TMK 161/f.3 “Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Fiil işlendikten sonra eşin öğrenip affetmesi halinde affeden tarafın tekrar bu sebebe dayanarak boşanma dava açması mümkün değildir. Fiil işlenmeden eşin, diğer eşin zinasına önceden rıza göstermesi durumunda bu af olarak sayılmamaktadır. Doğmamış bir haktan feragat edilemez. Bu sebeple fiil işlendikten sonra af söz konusu olmaktadır. Af örtülü ve açık şekilde gündeme gelir. Örtülü aftan bahsedebilmek için eşin davranışlarından af iradesinin açık olarak anlaşılması gerekir.
Hak düşürücü sürenin geçmesi
İlk süre altı aydır. Zina sebebi ile boşanma davası açma süresi, eşin zina olayını öğrenmesinden itibaren altı aydır. İkinci süre 5 yıldır. Eşin, beş yıl içerisinde diğer eşin zinasını öğrenmesi halinde, o andan itibaren altı ay içerisinde dava açması gerekmektedir.
! Eğer zina sebebi ile boşanma davası açma hakkı düşmüş ise zina evlilik birliğini temelinden sarsıcı şekilde geçimsizliğe sebep oluyorsa, MK 166’ya dayanılarak boşanmanın genel sebebinden olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilir.
HAYATA KAST, PEK KÖTÜ MUAMALE YA DA ONUR KIRICI DAVRANIŞ
MK 162/f.1 “Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisinde pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.”
Bunlar mutlak, kusura dayalı ve özel boşanma sebepleridir.
Hayata kast: Bir eşin diğerine karşı kasıtlı bir hareketi ile öldürme niyetini ortaya koyması durumudur.
Pek kötü muamele: Eşin beden ve ruhsal sağlığını bozan, eşe eziyet ve acı çektiren her türlü davranış bütünüdür. Kasten işlenmesi aranmaktadır.
Onur kırıcı davranış: Eşlerden birinin diğerinin onuruna, şerefine hakaretlerde bulunması, toplum nezdinde küçük düşürme, hakaret etme ve aşağılaması şeklinde gündeme gelmektedir. Ağır derecede onur kırıcı davranış olması aranmaktadır.
Dava hakkının düşmesi yine iki halde söz konusu olur: Af ve hak düşürücü sürenin geçmesi.
MK 162/f.2 “Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME
Kusura dayalıdır, özel sebeplerdendir fakat nisbi bir boşanma sebebidir. TMK 163’de düzenlenmiştir.
Küçük düşürücü suç: Toplum nezdinde utandıran ve yüz kızartan suç şeklinde söz konusu olur. Rüşvet, dolandırıcılık, hırsızlık, hileli iflas, uyuşturucu madde kullanmak, ırza geçme gibi suçlar küçük düşürücü suç sayılmaktadır. Hukuka uygunluk sebepler gündeme geldiğinde yani meşru müdafaa veya zorunluluk halinde bu suçların işlenmesi durumunda küçük düşürücü suç olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir. Örneğin hırsızlık suçunun zorunluluk halinden doğması durumunda küçük düşürücü suç olarak kabul edilmemesi gerekir. Küçük düşürücü suçun evlendikten sonra işlenmesi gerekir. Eğer evlenmeden önce işlenmiş ise eş evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanmak isteyebilir.
Haysiyetsiz hayat sürme: Şeref ve haysiyet değerlerine aykırı bir yaşam benimseme durumudur. Kumarbazlık, ayyaşlık, genelev işletmeciliği, hayat kadını olarak çalışma, jigololuk haysiyetsiz hayat sürme sebebine örnek olarak verilebilir. Haysiyetsiz yaşam sürmenin boşanma davasına konu olabilmesi için evlilik birliği devam ederken olması ya da önceden haysiyetsiz yaşam sürme durumu var ise evlendikten sonra devam etmesi gerekir.
! Küçük düşürücü suç işlenmesi veya haysiyetsiz hayat sürme sebeplerine dayalı boşanma davası her zaman açılabilir. Af, olsa dahi bu sebebe dayanarak boşanma davası açılması mümkündür.
TERK
TMK 164’te düzenlenmiştir.
“Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği ya da haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise, terk edilen eş boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”
- Terk, kusura dayalı ve mutlak bir boşanma sebebidir.
- Örneğin cinsi münasebetten kaçınmak, beraber vakit geçirmek istememek gibi davranışlar terk sebebi içerisinde değerlendirilmez.
Terkin şartları
1. Eşlerden birinin ortak konutu terk etmesi
2. Terkin en az altı ay kesintisiz sürmüş ve devam etmekte olması
3. Terk eden eşe hâkim veya noter tarafından ihtarda bulunulmasına rağmen eşin haklı sebebi olmadan ortak konuta dönememiş olması
şartları aranmaktadır.
- Terk mutlak bir boşanma sebebi olduğundan, şartlar da gerçekleşmiş ise, hâkim başka bir araştırma yapmadan boşanmaya karar verecektir.
AKIL HASTALIĞI
TMK 165’de düzenlenmiştir. “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”
- Akıl hastalığı özel, nisbi ve kusura dayanmadan bir boşanma sebebidir.
Şartları
1. Akıl hastalığının evlilik sırasında var olması
2. İyileşmeyeceğinin resmi sağlık kurul raporu ile tespit edilmiş olması
3. Akıl hastalığı sebebiyle diğer eş için ortak hayatın çekilmez hale gelmesi
şartlarının gerçekleşmesi halinde akıl hastalığı boşanma sebebi olarak gündeme gelir.
! Şartların varlığı halinde boşanma davası her zaman açılabilir. Dava süreye tabi değildir.
Eğer hasta iyileşebilir ise bu durumda boşanma davasının açılması engellenebilir.
Stj. Öğr. Av. Dilara Canbazoğlu
Boşanma dava sürecinde; hak kaybı yaşanmaması adına özellikle nafaka ve velayet konularında, bunlara ek olarak da mal paylaşımı noktalarında avukat desteği almanız önerilir.
İrtibat Tel: +90538 090 91 39
#anlaşmalıboşanmadavası #çekişmeliboşanmadavası #boşanma #boşanmadavası #silivriavukat #silivriaileavukatı #ailehukuku



Harikasınız
👏